Girişim dünyasıyla uzaktan veya yakından alakalıysanız, “startup” ve “scaleup” terimlerini şüphesiz en az 1 kere duymuşsunuzdur. Peki ama nedir bu startup ve scaleuplar? Kısaca açıklamak gerekirse, startuplar; iş modelinin henüz net bir şekilde oturmadığı, büyüme potansiyeli yüksek olan girişimler olarak tanımlanabilir. Scaleuplar ise, ciddi büyümelerin görüldüğü ve iş modelinin artık netleştiği, gelir elde etmeye başlayan girişimlerdir. Startup ve scaleup terimleri, her ne kadar birbirlerine yakın gibi görünseler de aralarında oldukça büyük farklılıklar vardır. Scaleup şirketlerin, startupların ulaşmak istediği ilk hedef basamağı olduğunu söylemek mümkün.

Bir girişimin, scaleup olarak adlandırılması için son üç yıl içerisinde %20 ve üzeri büyüme göstermiş olması ve çalışan sayısının 10 veya daha fazla olması beklenir.  Startuplar, girişimlerini başarılı bir şekilde ilerletebilmek için yatırım işlemlerinden deneyim kazanır ve temellerini güçlendirirler. Scaleuplar ise belli bir oranda ölçeklendirilmiş olduğundan startuplara nazaran paraya yatırım yapar hale gelerek etkileşimlerini güçlendirmiş oluyorlar. Bu büyümenin getirisi olarak, haliyle şirketlerin ürününü sattığı pazarda, risk alma oranlarında ve finansman aşamaları gibi faktörlerde değişimler meydana geliyor. Bu değişimleri göz önünde bulundurarak startup girişimler ve scaleup girişimler arasındaki farkları şu şekilde maddelendirebiliriz:

  • 1. Risk Faktörü

Şirketin büyüme göstermesi beraberinde riskten kaçınma oranının artmasını da getirir. Startuplarda, genel veriler ve geri bildirimler girişim içerisinde ani ve radikal değişimlere yol açabilirken; scaleup ölçeklenmesinde artık yavaş yavaş oturmaya başlamış olan şirket sisteminden dolayı hızlı değişimler pek mümkün sayılmaz.

  • 2. Pazar

İki girişim tipi arasındaki en belirgin farklıklardan birinin ürün pazarı olduğu söylenebilir. Scaleuplar artık pazara sunulan ürün karşılık bulmaya başlamıştır fakat startupların gündemini daha çok ürün özellikleri, müşteri segmentasyonu ve müşteri edinme konuları meşgul eder. Yani startuplar, ürünlerinin pazarda nasıl bir yer edineceğini net olarak bilemezler. Daha önce bahsettiğimiz “iş modelinin henüz oturmayışı” da bu faktörle son derece ilişkilidir.

  • 3. Sistemler

Startuplarda yürütülen sistem, genellikle daha rahat ve az sistematik olarak nitelendirilebilir. Ki bu kötü bir nitelik değildir, startupların doğası gereği kullanılan işlemler daha deneyseldir ve her seferinde değişiklik gösterebilir. Scaleup ölçeğine ulaşıldıkça artık sistemler oturmuştur ve kalite kontrolünü sürdürebilmek amaçlanmaktadır.

  • 4. Finansman

Doğal olarak iki girişim tipi arasındaki büyüme farkı, fonlama sistemlerinde farklılıkları beraberinde getirmektedir. Bir startup firmasının artık kendini scaleup olarak tanıtıyor olabilmesi için, ikinci tur fonlamaya geçmiş ve pazar alanında kendine yer edinerek kar etmeye başlamış olması gerekir. Basit bir ifadeyle, eğer bir girişim, yatırımcılara daha yüksek bir tasdik, harika bir pazar fırsatı ve güvenilir bir ekip sunabilirse, o zaman bir scaleup olarak kategorize edilebilir.

  • 5. Ekip Üyelerinin Rolleri

Henüz büyük oranda büyüme göstermemiş startuplarda, ekip üyelerinin birden fazla görev üstlendiğini görmek mümkündür. Çalışanlar, becerilerine göre belirli bir rol oynamak üzere işe alınsalar da, ihtiyaç ortaya çıktığında başka roller ve zorluklar da üstlenmeleri beklenir. Bu uygulama tipik bir scaleup yapısında görülmez. Scaleupların, dar ekip rollerine sahip çalışanlara sahip olması gerekir. Scaleuplar, büyümelerini artırmaya odaklandığından, her bir rol için uzmanları işe almak daha doğru bir hamle olacaktır.

  • 6. Hiyerarşi

Girişimdeki büyümenin oranıyla beraber çalışan sayısının artması, yönetimsel sorumlulukları da otomatik olarak beraberinde getirecektir. Yani startuplarda yeterli olan yönetim yeteneği, scaleup bir şirket için yeterli olmayabilir. Bundan dolayı da, scaleuplar kurumsal yönetim deneyimine sahip lider arayışına gidebilirler. Scaleup ölçeğindeki girişimlerde şirket yönetimi ne kadar etkili ve efektifse, şirketteki büyüme de bir o kadar etkili olacaktır.

Yani Bir Startup Ne Zaman Scaleup Oluyor?

Bu önemli sıçrama noktası tahmin edilebilir mi? Tam olarak değil. Bazı girişimler, başlangıçlarından 5 yıl sonra hala yeni başlayanlar olarak sınıflandırılırken, diğerleri bir yıl içinde scaleup statüsüne ulaşmış olabiliyor.

Forbes‘un gerçekleştirmiş olduğu son küresel raporlara göre, startup girişiminin ortalama uzunluğu yaklaşık olarak 3 yıl olarak gösterilmiş ve şu özellikleri karşılaşmış olmaları beklenmiştir: “Kazanç oranı daha büyük bir şirket, birden fazla ofis, 20 milyon dolardan fazla gelir, 80’den fazla çalışan tarafından satın alma, yönetim kurulunda beş kişi ve bizzat hisse satışı yapmış kurucular”

Daha sonrasında ise, bir startup “unicorn girişim( 1 milyon dolar veya üzeri değere sahip olmak) statüsüne ulaşmadıysa veya ekosistemde henüz scaleup aşamasının ilerisinde yer edinememişse yörünge basittir: önce startup, sonrasında scaleup ve son olarak scaler, ardından da sürdürülebilir kurumsallık. Bu son iki aşama, yalnızca pazardaki yerlerini sürdürmek ve geliştirmekle ilgilidir.

“Hata yapan daha hızlı ögrenir.”

-Andrew Grove
Previous post Corona Sonrası İş Görüşmesinde Sorulabilecek 10 Soru, Verilebileceğiniz Yanıtlar ve İpuçları:
Next post Hiç gizli bir Start-Up’ta çalıştınız mı?

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Close